ADA: YANIYOR KİTAP YORUMU
Dilan bu kitap için diyor ki;
Herkese merhabalar. Bir seri son kitabı yorumu ile karşınızdayım. Ada serisinin son kitabı olan Ada:Yanıyor'u bitirdim. İşte Arka Kapak yazısı:
"Koşun, diye düşündü Ada. Ateşinizi yakın. Direnin! Ada, insanların yanışını izlemekten zevk duyacaktı. Yanmak en beter acıları getiriyordu. Ada hatırlayınca içi bir tuhaf oldu, ardından o hatırasındaki acıyla kükredi, nefretle köpürdü, gözünü kan bürüdü ve asla dinmeyecek bir intikam hırsıyla tutuştu. Ama bu gece başlangıç olacaktı."
"Gerilim dolu, güçlü bir çıkış romanı. Ada'nın sinematografik anlatımı ve tehlikelerle dolu doğası, Lost dizisi hayranlarına yepyeni bir bölüm gibi gelecek."
-Publishers Weekly-
"Nil Adası'na geri dönmek için sabırsızlanan okurlar için sürükleyici, gerilim dolu bir hikâye."
-Kirkus Review-
Kaybetmek seçenek değildi fakat kazanmak Skye'ın her şeyine mal olabilirdi... Skye'ın ve Rives'ın adayı yok etmek için göstermiş olduğu çabaya rağmen Nil Adası hâlâ varlığını sürdürüyordu. Ve Skye'ın peşini bırakmaya niyeti yok gibiydi. Gün geçtikçe kötüleşen, inkâr edemediği bir karanlıkla mücadele eden Skye giderek dağılmanın eşiğine doğru sürükleniyordu. Adanın gücü giderek artıyor ve Skye da karşı koymak için savaşıyordu. Kısa süre içinde Skye, Nil Adası'ndan gerçekten kurtulabilmek için adanın acımasız döngüsünü kırması gerektiğini keşfetti; ve bunu yalnız başına yapmazdı.
Ada tüm gücünü serbest bıraktığında Skye hayal bir edemeyeceği kadar acımasız, imkânsız bir seçim yapmak zorunda kalacaktı. Ada saati ilerledikçe sadece acı dolu tek bir gerçek ortaya çıkmıştı: Yalnızca bir taraf kazanabilirdi.
Kimler Nil Adası'na geri dönecek ve kimler hayatta kalmayı başaracaktı?
(Tanıtım Bülteninden)
Ada serisini duymayanınız kalmamıştır diye düşünüyorum. İlk kitabında aksiyonun tavan yaptığı, ikinci kitabında zaman zaman insanı sıkan bölümlerin bulunduğu ve üçüncü kitabında da insana çok değişik şeyler hissettiren bir seri. Ben ilk kitabı çok sevmiştim, her sayfasında heyecanlanmıştım ve karakterleri de bana çok tatlı, çok yalın gelmişti. İkinci kitaba hevesle başlamıştım ama sanırım beklentilerimi fazla yüksek tutmuşum çünkü ikinci kitabın son sayfalarına gelene kadar çok sıkılmıştım. Ama son 100 sayfasında olanlar beni çok etkilemişti ve heyecandan evde çığlıklar atmamı sağlamıştı. Üçüncü kitap ise ikiden daha çok sıktı. Heyecanlandığım ve meraklandığım yerler oldu ama daha çok son 50 sayfada falandı o bölümler de. Kitabın ilk başlarında sıkıntıdan patlayacak gibi oldum. Kitabı bir türlü elime alıp da okuyasım gelmedi, zaten bu kitabı bitirmem baya da uzun sürdü. Bu kitapta beni en çok etkileyen şey olanları Ada'nın ağzından da dinleyebiliyor oluşumuz oldu. Kitapta bazı bölümleri anlatan kişi ADA. Beni en çok üzen şey ise Charley ve Thad'i o kadar çok okuyamamamız oldu. Şahsen ben Skye'dan çok Thad ve Charley okumak isterdim ama maalesef öyle olmadı. Kitabın başka güzel bir yanı ise dediğim gibi sonuydu. Ada'dan beklendiği gibi yine şok ölümler vardı, şok olaylar vardı. Kitabın yorumunu genelleyecek olursam: OFFFF be ne kitaptı ya diyebileceğim kadar güzel değildi ama bu neydi şimdi diyebileceğim kadar kötü de değildi. Ben beklentimi yüksek tuttum, beklentilerimi karşılamadı. Beklentinizi düşük tuttuğunuz sürece gayet severek okuyabileceğiniz, eh işte güzeldi ya tadında bir kitap.
Dilan bu kitap için diyor ki;
Herkese merhabalar. Bir seri son kitabı yorumu ile karşınızdayım. Ada serisinin son kitabı olan Ada:Yanıyor'u bitirdim. İşte Arka Kapak yazısı:
"Koşun, diye düşündü Ada. Ateşinizi yakın. Direnin! Ada, insanların yanışını izlemekten zevk duyacaktı. Yanmak en beter acıları getiriyordu. Ada hatırlayınca içi bir tuhaf oldu, ardından o hatırasındaki acıyla kükredi, nefretle köpürdü, gözünü kan bürüdü ve asla dinmeyecek bir intikam hırsıyla tutuştu. Ama bu gece başlangıç olacaktı."
"Gerilim dolu, güçlü bir çıkış romanı. Ada'nın sinematografik anlatımı ve tehlikelerle dolu doğası, Lost dizisi hayranlarına yepyeni bir bölüm gibi gelecek."
-Publishers Weekly-
"Nil Adası'na geri dönmek için sabırsızlanan okurlar için sürükleyici, gerilim dolu bir hikâye."
-Kirkus Review-
Kaybetmek seçenek değildi fakat kazanmak Skye'ın her şeyine mal olabilirdi... Skye'ın ve Rives'ın adayı yok etmek için göstermiş olduğu çabaya rağmen Nil Adası hâlâ varlığını sürdürüyordu. Ve Skye'ın peşini bırakmaya niyeti yok gibiydi. Gün geçtikçe kötüleşen, inkâr edemediği bir karanlıkla mücadele eden Skye giderek dağılmanın eşiğine doğru sürükleniyordu. Adanın gücü giderek artıyor ve Skye da karşı koymak için savaşıyordu. Kısa süre içinde Skye, Nil Adası'ndan gerçekten kurtulabilmek için adanın acımasız döngüsünü kırması gerektiğini keşfetti; ve bunu yalnız başına yapmazdı.
Ada tüm gücünü serbest bıraktığında Skye hayal bir edemeyeceği kadar acımasız, imkânsız bir seçim yapmak zorunda kalacaktı. Ada saati ilerledikçe sadece acı dolu tek bir gerçek ortaya çıkmıştı: Yalnızca bir taraf kazanabilirdi.
Kimler Nil Adası'na geri dönecek ve kimler hayatta kalmayı başaracaktı?
(Tanıtım Bülteninden)
Ada serisini duymayanınız kalmamıştır diye düşünüyorum. İlk kitabında aksiyonun tavan yaptığı, ikinci kitabında zaman zaman insanı sıkan bölümlerin bulunduğu ve üçüncü kitabında da insana çok değişik şeyler hissettiren bir seri. Ben ilk kitabı çok sevmiştim, her sayfasında heyecanlanmıştım ve karakterleri de bana çok tatlı, çok yalın gelmişti. İkinci kitaba hevesle başlamıştım ama sanırım beklentilerimi fazla yüksek tutmuşum çünkü ikinci kitabın son sayfalarına gelene kadar çok sıkılmıştım. Ama son 100 sayfasında olanlar beni çok etkilemişti ve heyecandan evde çığlıklar atmamı sağlamıştı. Üçüncü kitap ise ikiden daha çok sıktı. Heyecanlandığım ve meraklandığım yerler oldu ama daha çok son 50 sayfada falandı o bölümler de. Kitabın ilk başlarında sıkıntıdan patlayacak gibi oldum. Kitabı bir türlü elime alıp da okuyasım gelmedi, zaten bu kitabı bitirmem baya da uzun sürdü. Bu kitapta beni en çok etkileyen şey olanları Ada'nın ağzından da dinleyebiliyor oluşumuz oldu. Kitapta bazı bölümleri anlatan kişi ADA. Beni en çok üzen şey ise Charley ve Thad'i o kadar çok okuyamamamız oldu. Şahsen ben Skye'dan çok Thad ve Charley okumak isterdim ama maalesef öyle olmadı. Kitabın başka güzel bir yanı ise dediğim gibi sonuydu. Ada'dan beklendiği gibi yine şok ölümler vardı, şok olaylar vardı. Kitabın yorumunu genelleyecek olursam: OFFFF be ne kitaptı ya diyebileceğim kadar güzel değildi ama bu neydi şimdi diyebileceğim kadar kötü de değildi. Ben beklentimi yüksek tuttum, beklentilerimi karşılamadı. Beklentinizi düşük tuttuğunuz sürece gayet severek okuyabileceğiniz, eh işte güzeldi ya tadında bir kitap.
ADA YANIYOR'DAN ALINTILAR
-Daha da derine çekildim, geçmişten kaçtım, şimdiden kaçtım. Kendimden kaçtım...... Geçmiş ve şimdi tek vücut olarak birbirine karıştı; kafamdaki netliğin derinliği ve genişliği akıl almazdı. Bu an, bu şimdi, dünün geleceğiydi. Benimse yarını görmem gerekliydi.
- Suyun üzerinden, yağmur damlalarının arasından o kağıt gibi fısıltıyı duydum. Korkusuz ol... Gözlerimi kapatırken yumruklarımı sıkmamaya çaba gösterdim. Nefes alma telaşı içindeydim, ki şu anda muazzam zorlukta bir göreve benziyordu. İnsanın kaybedecek bir şeyi olmayınca korkusuz olmak kolaydır. Benimse, her şeyim vardı. Hayatımda daha çok korktuğumu hatırlamıyorum.
-Şu insanlar amma matraktı. Açıklanamaz şekilde aptalca davrandıkları, zafiyetlerini, korkularını ve kırılganlıklarını adanın görebileceği şekilde ifşa ettikleri ana dek, ne yapacakları o kadar belliydi ki. Ada her birini kendi amacı doğrultusunda kullanacaktı.


Yorumlar
Yorum Gönder